Trump’ın Dünya Barış Sözü
Donald Trump, destekçilerine 2024’te kendisine verilecek bir oylamanın dünya barışını getireceğine dair söz verdi. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından Başkan Joe Biden’ı sorumlu tutuyor ve Biden’ın Ukrayna direnişine verdiği desteğin Moskova ile bir nükleer savaşa yol açabileceğini iddia ediyor. Bununla birlikte, Trump’ın vaadi, Trump’ın ikinci başkanlığının en büyük dış politika sorununu teşkil etmesi muhtemel olan konuyu göz ardı ediyor: İran.
Trump’ın İran’a Yaklaşımı
Başkan olarak Trump, İran’a karşı askeri harekat emri vermesini zorlaştırmak için partiler üstü bir girişimi veto etti ve İran’ın nükleer gelişimini sınırlamak için Başkan Barack Obama’nın dönüm noktası olan 2015 anlaşmasını baltalamaktan zevk aldı. Trump, görevdeki son yılında iki kez Tahran’la savaş riskini aldı. Önce İran’ın en yüksek generaline suikast emri verdi ve 2020 seçimlerini kaybettikten sonra başka bir saldırı başlatmaya çok yaklaştı.
İran ve ABD Arasındaki Mevcut Durum
İran ve ABD arasındaki ilişkiler şu sıralar gergin. Trump’ın Obama dönemi anlaşmasını feshetme kararı İran’ın nükleer kapasitesini artırmasına yol açtı ve ülke artık isterse aylar içinde bir nükleer silah yapabilir. Bu arada, ABD güçleri ve İran’a bağlı savaşçılar, Basra Körfezi’nde ve Mart ayında İran’ın şüpheli bir insansız hava aracı saldırısında bir Amerikalı müteahhidi öldürdüğü Suriye’de yakın mesafelerde bulunuyor. Post raporları, İran’ın yeni saldırılara hazırlandığını gösteriyor.
Nükleer Sorun
Nükleer sorun, uzun süredir topyekun bir çatışmanın en olası kaynağı olarak görülüyor. ABD başkanları her zaman, İran nükleer bomba geliştirmek için harekete geçerse askeri bir yanıt vermeyi düşüneceklerini söylediler ve İsrail de bu fikri tartıştı. Konuyla ilgili çalışan yetkililer, İran’ın uranyum zenginleştirme konusundaki ilerlemeleri ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na yaklaşımından endişe duyduklarını söylüyorlar. İlgili çok az kişi, Trump’ın GOP başkan adayı olursa kazanabileceği Amerika’nın 2024 seçimlerine kadar sorunun gerçek bir çözüm bulmasını umuyor.
Trump’ın Sorunu Barışçıl Şekilde Ele Alma Kapasitesi
Trump, İran’ın nükleer silah elde etme şansının daha yüksek olduğunu kabul ediyor ve bunun olmasını nasıl önleyeceğini bildiği konusunda ısrar ediyor. Yine de ikinci bir Trump döneminde, son nükleer anlaşmanın merkezinde yer alan ABD-İran diplomasisini gerçekleştirmek, hem Tahran’ın Trump’a bakışı hem de önceki müzakere dönemlerinden son derece farklı koşullar nedeniyle zor olacaktı. Bu arada, Trump’ın 2024 gündemi, hassas konuya yaklaşımı üzerindeki korkulukları zayıflatabilir ve yeni bir anlaşmaya olanak sağlayacak dış desteği kazanmasını zorlaştırabilir.
Biden Yönetiminin Yaklaşımı
Biden yönetimi göreve geldiğinden beri ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını hafifletmek için çok az şey yaptı. ABD ve İran, Avrupa sponsorluğunda dolaylı görüşmelere giriştiler, ancak İran anlaşmayı yeniden tesis etmek için teklif metninde ek değişiklikler istedi ve ABD daha fazlasını teklif edemeyeceğini söyledi. Bu arada, İran’ın ülke içindeki baskıları ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline verdiği destek Batı’da angajmanı siyasi açıdan daha az kabul edilebilir hale getirdiği için nükleer sorun daha da kötüye gidiyor.
ABD-İran İlişkilerinin Geleceği
Bazıları, İran’ın nükleer ilerlemelerinin bir şekilde durdurulmasını ve sınırlı da olsa ciddi diplomasi belirtilerini içeren mütevazı bir çözülme umuyor. Ancak İran’ın programı çok ileri bir aşamada ve çok ileri gitmesi halinde bölgede büyük bir krizi tetikleyebileceğine dair endişeler var. İkinci bir Trump başkanlığı olasılığı ile İran, muhtemelen en büyük dış politika sorununu oluşturacak ve bazı uzmanlar, Trump’ın sorunu barışçıl bir şekilde halletmek için çok az kapasiteye sahip olduğuna inanıyor.
Kaynak : https://worldweeklynews.com/why-a-second-trump-presidency-could-spell-disaster-for-u-s-iran-relations-an-analysis/